Stres anal fissüre sebep olabilir

Anal fissür (çatlak), makatın çıkışında meydana gelen çatlak şeklinde bir yara sonucu dışkılama sırasında ve sonrasında şiddetli ağrıya ve bazen kanamaya neden olan bir hastalıktır. Görünüş olarak küçük bir lezyon olmasına karşın belirgin rahatsızlığa neden olur. Çatlak makatta en çok arka orta hatta oluşmaktadır. Şayet çatlak bir aydan daha uzun süredir mevcut ise kronik anal fissürden bahsedilebilir.

Anal fissür oluşumda çeşitli faktörler ileri sürülmüştür. Yapılan anal manometrik çalışmalarda istirahat basınçları yüksek bulunmuştur. Özellikle stresli kişilik yapısı ve stresli iş hayatı olan kişilerde bu basıncın yüksek olduğu görülmüştür. Bunun sonucu oluşan arka orta hatta azalmış kan akımı ciddi ağrıdan ve iyileşmedeki gecikmeden sorumlu tutulmaktadır. Bunun dışında uzun süreli kabızlık, uzun süreli ishal, iltihabi barsak hastalıkları, travma da oluşum faktörleri arasında  sayılabilir.

Anal fissürlü hastaların çoğunda anal ağrı ve özellikle ağrılı dışkılama mevcuttur. Ağrı, genellikle yırtılır, kesilir gibi veya yanma şeklinde tarif edilir. Hastalar dışkılama sırasında jilet veya cam kesilmesi şeklinde acıma hissederler. Ağrı dışkılamadan hemen sonra kısa sürede bitebilir veya devamlı olabilir. Bazen dışkılama işlevini başlatmayı durduracak kadar, kabızlık oluşturabilir. Büyük, sert dışkının geçişi çatlağın daha da ilerlemesine veya devam etmesine neden olur.

Anal fıssür makattan olan ağrılı kanamaların en sık görülen sebebidir. Kanama, parlak kırmızı, bir kaç damla halinde veya genellikle tuvalet kağıdına bulaşma şeklinde görülür. Kanama genellikle küçük miktarlardadır ve kansızlığa sebep olmaz. Kaşıntı, anal ülserasyondan kaynaklanan akıntı nedeniyle oluşur ve hastaların % 50 kadarında ortaya çıkar. Çatlak şeklindeki yara 4-5 haftadan fazla devam ederse, çatlak hattı önünde hemoroide benzer bir deri uzantısı oluşur; buna sentinel (bekçi) pili denir.

Anal fissür oluşumunda kabızlık kadar ishal de etkili olmaktadır. Şayet kabızlık var ise bol meyve, sebze tüketilmelidir. Stresten mümkün olduğunca uzak durulmalı veya doğru yönetilmelidir. Anal fissür bir şekilde oluşmuşsa bol lifli diyet, dışkı yumuşatıcı ilaçlar, kısa süreli topikal kremler, sıcak su banyoları yapılmalıdır. Özellikle glyceryl trinitrate içeren kremler anal kanaldaki basıncı azaltarak etkili olmaktadır. Günümüzde yeni bir uygulama ile komplike olmamış anal fissür hastalarına cerrahi tedaviye alternatif olarak Botulinum toksini (Botox) injeksiyonu yapılmaktadır. İşlem anestezi gerektirmeden poliklinik şartlarında uygulanmakta ve işlemden hemen sonra hastalar evlerine gönderilmektedir. Akut fissürlerde ilaç tedavisinin başarı şansı, dikkatli bir uygulama ile % 80 ‘dir. Ancak fissür kronikleşmiş ise, yani çatlak derin ve zemini çok sert ve bekçi meme gelişmiş ise bu tür tıbbi tedavi % 50 başarısız kalacaktır. Kronikleşmiş anal fissürde tedavi, tıbbi veya cerrahi yolla anal spazmın giderilmesi esasına dayanır. Tıbbi tedavi ile geçici rahatlama sağlansa da, esas tedavi cerrahi müdahale ile sağlanabilmektedir. Cerrahi tedavide günümüzde en sık lateral internal sfinkterotomi denilen metod tercih edilmektedir. Bu ameliyatta küçük bir kesi ile iç sfinkter kesilir. Böylelikle anal basıncın düşürülmesi hedeflenir. Ameliyattan sonra çatlakların %97 ile %100’ü tamamen iyileşmektedir. Hastaların %90’ından fazlası 48 saat içersinde ağrıdan kurtulabilirler.

Call Now Button